22 Mart 2012 Perşembe

PAMUKKALE TRAVERTENLERİ









Pamukkale, güneybatı Türkiye'deki Denizli ilinde doğal bir mevkidir. Kent kaplıcaları ve akan sulardan kalan karbonat mineralleri teraslarını, travertenleri kapsamaktadır. Türkiye'nin İç Ege bölgesinde, ılıman bir iklimi olan Menderes Nehri vadisinde bulunur.
Eski Hierapolis kenti, toplam 2700 metre uzunluğunda, 600 metre genişliğinde ve 160 metre yüksekliğindeki beyaz "kalenin" üzerine inşa edilmişti. Pamukkale, Denizli'nin 20 km uzaktaki merkezindeki vadinin karşı tarafındaki tepelerden görülebilir. 5-10 km yakınında Laodikya antik kenti bulunur. 5 km ilerisinde ise uluslararası bir termal merkez olan Karahayıt köyü vardır. Pamukkale UNESCO tarafından belirlenen Dünya Miras Listesi`nde yer almaktadır.
Turizm başlıca endüstridir. İnsanlar binlerce yıldır havuzlarında yıkanmıştır. Daha 20. yüzyılın ortalarında, Heropolis kalıntıları üzerine, önemli hasara neden olan oteller yapıldı. Vadiden terasların üstüne bir yaklaşım yolu yapıldı, ve motosikletlerin yamaçlara çıkmalarına ve inmelerine izin verildi. Bölgenin bir dünya miras mevkisi olduğu bildirildiğinde, oteller yıkıldı, yol kaldırıldı ve yapay havuzlar ile yeri değiştirildi. Suyun içinde ayakkabı giymek katmanları korumak için yasaklandı.

KAPADOKYA













Vadi yamaçlarından inen sel sularının ve rüzgarın, tüflerden oluşan yapıyı aşındırmasıyla ‘Peribacası’ adı verilen ilginç oluşumlar ortaya çıkmıştır. Sel sularının dik yamaçlarda kendine yol bulması, sert kayaların çatlamasına ve kopmasına neden olmuştur. Alt kısımlarda bulunan ve daha kolay aşınan malzemenin derin bir şekilde oyulması ile yamaç gerilemiş, böylece üst kısımlarda yer alan şapka ile aşınmadan korunan konik biçimli gövdeler ortaya çıkmıştır. Daha çok Ürgüp civarında bulunan şapkalı peribacaları konik gövdeli olup, tepe kısımlarında bir kaya bloku bulunmaktadır. Gövde tüf, tüffit ve volkan külünden oluşmuş kayaçtan; şapka kısmı ise lahar ve ignimbirit gibi sert kayaçlardan oluşmaktadır. Yani şapkayı oluşturan kaya türü, gövdeyi oluşturan kaya topluluğuna oranla daha dayanıklıdır. Bu peribacasının oluşumu için ilk koşuldur. Şapkadaki kayanın direncine bağlı olarak, peribacaları uzun veya kısa ömürlü olmaktadır.

Peribacaları en yoğun şekilde Ürgüp-Uçhisar-Avanos üçgeni arasında kalan vadilerde, Ürgüp-Şahinefendi arasındaki bölgede Nevşehir Çat kasabası civarında, Kayseri Soğanlı vadisinde ve Aksaray Selime köyü civarında bulunmaktadır.

KARAİN MAĞARASI


Antalya'nın 27 km. kuzeybatısında ve Katran dağları üzerindedir.Antalya'nın 30 km. kuzeybatısında eski Antalya-Burdur karayoluna 5-6 km. uzaklıkta bulunan Yağca Köyü sınırları içinde bulunur.Doğal bir mağaradır. Yapılan arkeolojik kazılarda mağaranın Prehistorik çağlarda (Paleolitik, Mezolitik, Neolitik ve Kalkolitik) insanlarca barınak olarak kullanıldığı anlaşılmıştır. Mağarada iskeletler, yontma ve cilalı taştan aletler, işlenmiş çakmak taşları ve önemli eserler bulunmuştur.

Türkiye'nin en büyük doğal mağaraları arasında yer alan Karain mağarası, önünde bulunan traverten ovasından 150 m., denizden ise 430-450 m. yüksekliktedir.

İnsanlık tarihinin başlangıcındaki süreç içinde mağara, alt Yontmataştan başlayarak, orta ve üst Yontmataş evreleri, Neolitik, Kalkolitik, Eski Tunç gibi Protohistorik Çağlarda ve Klasik Çağda insanlar tarafından sürekli bir biçimde iskan edilmiştir. Bunun doğal bir sonucu olarak da yaklaşık 11 m. yi bulan kalın bir kültür dolgusu içermektedir. Ancak mağaranın en uzun süren ve en önemli iskanı Paleolitik (Yontmataş Çağı) ile ilgilidir.

Klasik dönemlerdeki kullanım daha çok Adak Mağara (tapınak) niteliğinde olup, mağara alnı ve dış duvarları üzerinde Grekçe kitabe ve nişler bulunmaktadır. Karain Mağarasında yapılan kazalarda elde edilen arkeolojik buluntular, Antalya Müzesinde ve mağaranın hemen yakınında bulunan Karain Müzesinde sergilenmektedir.